Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları:
Kırklareli bugün bir öbür. Biz Kırklareli’ni çok seviyoruz. Kırklarelili kardeşlerim başımızın tacı, geleceğimizin teminatı sevgili gençler sizleri en kalbi hislerimle selamlıyorum. Trakya’daki uç beyimiz Kırklareli’ni hasretle selamlıyorum. Kırklareli’ni hakikaten çok özlemişim. Bugün bizi bağrınıza bastınız, bize yalnız olmadığımızı hissettirdiniz. Dayanışmanız, muhabbetiniz için her birinize teşekkür ediyorum.
“AYIRIMCILIK YAPANLARA MÜSAADE ETMEYECEĞİZ”
Benim Kırklarelili kardeşlerim iradelerine bu türlü sahip çıktıkları sürece mecmua kapaklarından milletimi tehdit edenler bize sökmez. Bunlara ülkemizi vatanımızı böldürtmeyeceğiz. Kaç badirenin üstesinden biz bu türlü geldik. Birçok saldırıyı birçok ihaneti işte bu türlü savuşturduk. 14 Mayıs’ta da yeniden birebirini başaracağız. Birliğimize beraberliğimize sıkı sıkıya sahip çıkacağız. Bizi Alevi Sünni, Türk Kürt Roman diye ayırmak isteyenlere müsaade etmeyeceğiz. Roman kardeşlerime ayrımcılık yapmak isteyenlere asla fırsat vermeyeceğiz. Buradan çocukluğumu birlikte geçirdiğim Roman kardeşlerimi selamlıyorum.
MUHALEFETE ÖCALAN VE SELO TEPKİSİ
Türkiye Yüzyılını sizlerle birlikte omuz omuza inşa edeceğiz. Ne diyorlar Öcalan’ın cezaevinin kapısını kıracaklarmış, ne diyorlar Selo’yu cezaevinden çıkaracaklarmış. Selo ne yaptı Diyarbakır’da benim Kürt kardeşlerimi öldürdü. Nerede cezaevinde Edirne’de birazdan oraya gidiyorum.
Buraya gelmeyen eşinize dostunuza akrabanıza kesinlikle ulaşacaksınız. Size Cumhurbaşkanımızın selamı var diyeceksiniz. Kırklareli’nde kapısı çalınmadık hiç kimseyi bırakmayacağız. Artık Kırklareli’ne soruyorum hazır mıyız? 14 Mayıs’ta “Durmak yok yola devam” diyor muyuz?
“PARTİMİZİN UFKUNU BURADA ÇİZDİK”
Okuduğumuz bir şiir yüzünden haksız halde cezalandırıldığımızda Kırklareli bize kucak açtı. Yüz binler bizi Pınarhisar Cezaevi’ne gönderirken bize nasıl sahip çıktığını unutmadık. Pınarhisar’da haksız formda tutulduğumuz o günleri istişare ile geçen bir okul olarak gördük. Partimizin ufkunu burada çizdik. Türkiye’ye dair hayallerimizi Pınarhisar’da somutlaştırdık. 3 Kasım 2002’de Anadolu ihtilalini gerçekleştirdik. Milletimizin ayağına vurulan vesayet zincirlerini, kriz, darbe prangalarını tek tek parçaladık. Türkiye her alanda muvaffakiyetten muvaffakiyete koştu.
Kardeşlerim muhalefetin mani çıkardığı projelerimizi saymaya kalksak bitiremeyiz. Bunlara karşın ülkemiz için en iyisi neyse onu yaptık. Bundan sonra da birebir halde devam edeceğiz. Aziz milletimize hizmetkar olmak için daha fazla ter dökeceğiz. Bunu da Kırklareli’nin dayanağıyla bir arada başaracağız.
“VAAT BOHÇASININ AĞZINI BAĞLAYIP SANDIĞA ATIYORLAR”
Seçim bittikten sonra vaat bohçasının ağzını bağlayıp sandığa atıyorlar. Bu eski Türkiye’nin siyaset üslubudur biz 2002’de buna son verdik. Seçim meydanlarında neyi vaat ediyorsak onu tek tek hayata geçiriyoruz. EYT’lilerin talebini karşıladık. Yerli aracımız Togg’u yollara uğurladık. Bay bay Kemal ve ortaklarının “Böyle bir gaz yok” dediği Karadeniz gazını getirdik. Bu ayki doğal gaz kullanımını fiyatsız yaptık. Biz ne dersek yaparız, biz de palavra yok. Bir sene boyunca da mutfak ve ısınma için kullanılacak 25 metreküplük doğal gaz bedelini faturadan düşeceğiz.
