-
Haber7-Özel/ Nursena Akbaba
Son devirde kimi sanatkarlar katıldıkları çeşitli memleketler arası tertip ve etkinliklerde Türkiye Cumhuriyeti devleti ve hükümetine yönelik toplumsal algıya hizmet eden karalayıcı, maksat gösterici ithamlarda bulundu. Bilhassa yurt dışında katıldıkları tertiplerde Türkiye’yi şikayet edercesine konuşmalar yapan sanatkarlar, Türk bayanının aşağılandığını ve hak etmedikleri muamelelere maruz kaldıklarını belirterek her fırsatta ‘Türkiye’nin özgür bir ülke’ olmadığı algısı yürütüyorlar.
Bunun son örneklerinden biri ise geçtiğimiz günlerde 76. Cannes Sinema Festivali’nde direktör Nuri Bilge Ceylan’ın ‘Kuru Otlar Üstüne’ filmindeki rolüyle ‘en âlâ bayan oyuncu’ ödülü kazanan Merve Dizdar oldu. Ödül merasiminde Türkiye’de yaşayan bayanların hor görüldüğünü söyleyen ve Batı’ya şikayette bulunan Dizdar’ın konuşması toplumsal medyada büyük yankı uyandırdı. Birçok kişi Dizdar’a TRT1 ekranlarının fenomen dizisi ‘Masumlar Apartmanı’ ile yıldızının parladığını hatırlatmayı ihmal etmedi.
Öte yandan müzikçi Melek Mosso da katıldığı bir ödül merasiminde bayan hakları ile ilgili benzeri açıklamalarda bulundu. Mükafatını bayanlar için aldığını lisana getiren Mosso’nun seçim devrinde toplumsal medya hesabından yaptığı paylaşım ise hafızalarda tazeliğini koruyordu. AK Partili bir bayana ağıza alınmayacak küfürler eden CHP’li bir bayanı ‘idol’ edinen Mosso, küfürbaz muhalif seçmenin giysi üslubunu taklit ederek ‘Seçim kombinim’ şeklinde paylaşımda bulunmuştu.
Devletin çabucak hemen tüm imkanlarından faydalanan, pek çok aktiflikte uzunluk gösteren günümüz ünlülerinin takındığı iki yüzlü halin nedeni ise vatandaşlar tarafından reaksiyonla karşılandı. Haber7‘den Nursena Akbaba‘ya açıklamalarda bulunan sanat dünyasının tanınan isimleri, ülkesini Batı’ya şikayet eden sanatkarlara reaksiyon göstererek, kamu kurumlarına bu sanatkarlara kapı açmamaları istikametinde davet yaptılar.
İşte sanat dünyasından gelen reaksiyonlar:
‘HAYAL MAHSÜLÜ AÇIKLAMALARIN MANASI YOK’
Sanatçıların reaksiyon çeken tavrıyla ilgili konuşan AK Parti Manisa Milletvekili Bahadır Yenişehirlioğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bayana bakış açısı ve bayan siyasetlerine öncelik veren tavrına dikkat çekti. AK Parti’nin hiçbir vakit bayanı ötekileştiren olmadığını belirten Yenişehirlioğlu, “Merve Dizdar ise TRT’de parlayan bir sanatçıdır. TRT’nin ona verdiği imkan sayesinde varlığını göstermiş ve kurgulamıştır. Ayrıştırıcı, ötekileştirici ve hayal mahsülü açıklamaların hiçbir manası ve gereği yok. Merve Dizdar, ödül aldığı 76. Cannes Sinema Şenliği’nde bir kısma mavi boncuk göndermek durumuna kaldı. Türkiye muhaliflerine hoş olmayı amaçladı. Yaptığı açıklama bu doğrultuda. Bu tıp açıklamalar birinci ve son da olmayacak. Bunun tekrarlarını göreceğiz.” dedi.
BU SANATKARLARI BELEDİYELERİN DAVET ETMESİ SAĞLIKLI DEĞİL
Dizdar’dan sonra Melek Mosso‘nun bir ödül merasiminde yaptığı açıklamalara da değinen AK Partili isim, “Yaptığı açıklamalarda millet iradesini hazmedemediğini görüyoruz. Kişi kendinden bilir işi sonuçta. Millet iradesine küfür eden bir algıyı bizim kabul etmemiz mümkün değil. Bu cins açıklamaları ben kabul edilemez buluyorum. Öte yandan bu cins açıklamaları da yapan şahısların belediyelerce taltif edilip programlara davet ediliyor olmasını çokta sağlıklı bulmuyorum.” tabirlerini kullandı.
DÜNYANIN HİÇBİR YERİNDE ÖRNEĞİ YOK
Yenişehirlioğlu, dünyanın hiçbir yerinde hiçbir ülkenin sanatkarlarının düzenlenen ödül merasimlerinde bu cins açıklamalar yapmadığını belirterek “İngiliz yahut Fransız bir oyuncunun, bu tıp ödül merasimlerinde ülkesini yargılayan açıklamalarına şahit olmuyoruz. Lakin bizim sanatkarlarımızın buna tenezzül etmesine ne sağlıklı ne manalı buluyorum. Başta ana muhalefet partisi olmak üzere ülkemizi her fırsatta yurt dışına şikayet etmeleri bir gelenek haline geldi ki bunu kabul edilemez buluyorum. Bu tip sanatkarlar kendi şöhretlerini halkın kendilerine göstermiş olduğu teveccühten alıyorlarsa bu coğrafyanın ulusal manevi bedellerine ve kültür kodlarını hiçe saymamalılar. Türkiye düşmanlığı yapan entelijansiyalara imkan doğuran bu çeşit açıklamalar hiç kimse tarafından kabul görülmüyor.” formunda konuştu.
Merve Dizdar’ın gerçek bir demokrat olmadığını söyleyen Bahadır
Yenişehirlioğlu kelamlarını şöyle devam ettirdi;
Eğer Merve Dizdar bir demokrat, insan hakları temsilcisi üzere kendisini hak ve hukuku savunucu olarak görüyorsa Fransa’da ödül aldığı merasimde Fransız askerlerinin binlerce Cezayirli bayana yaptığı yakışıksız ve insanlık dışı tecavüzleri lisana getirmesini isterdim. Ben Merve Dizdar’ın aldığı mükafatı Diyarbakır annelerine atfetmesini isterdim. Orada bir ihlal kelam mevzusuysa, annelerin bir dramı varsa, çocukları kaçırılıp terörist kümelere peşkeş çekiliyorsa bir aydın olarak, bir demokrat olarak, bir insan hakları savunucusu olarak Merve Dizdar Hanım niçin bunu yok sayıyor? Şayet cesaretli, insan hakları savunucusu olmak istiyorsa hak ve adaletten beslendiğinin altını çizmek istiyorsa ödül aldığı Fransa’da Fransız askerlerinin ırzına geçtiği Cezayirli bayanların gerçeğini haykırması çok daha manalı ve özel olabilirdi.
KAMU KURUMLARINA DAVET: BUNLARA KAPI AÇMAYIN
Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan ünlü oyuncu Ali Nuri Türkoğlu da Dizdar ve Mosso‘nun tavırlarına reaksiyon gösterdi. Bu davranışların popülist ve ucuz bir telaffuz olduğunu belirten Türkoğlu, bunların ucuz PR çalışmaları olduğunu söyledi. Ülkesini kötüleyen sanatkarların kendisini bu ülkeye ve millete ilişkin hissetmediğini belirten ünlü sanatçı, kamu kurumlarına da davette bulundu.
Türkoğlu, “Halkın taleplerine, halkın acılarına ve halkın kendisini rencide edilmiş üzere hissetmesine neden olan bu stil açıklamalara onların da reaksiyon vermelerini ve hassas olmalarını istiyorum. Vicdanlarımızı yaralayan insanlara kapı açıyorlar ve buna müsaade veriyorlar. Cüret sahibi olmalarına ön ayak oluyorlar. Bu şekil vicdan yaralayıcı sözlerle toplumun bir kesiti küçük gören, aşağılayıcı kelamlara karşı kamu kurumlarını sorumluluğa davet ediyorum. Bu kimsenin ekmeğiyle oynamak manasına gelmiyor. Fakat birileri de halkın belirli bir kısmını rencide ederken ekmeğini de hesabını da düşünmek zorunda.” kelamlarını sarf etti.
“BİZİM ÇABAMIZ SONUNA KADAR DEVAM EDECEK”
Ünlü oyuncu Burak Haktanır ise bu biçim açıklamalarda ve davranışlarda bulunan şahısların kendi kültürüne, milletine, inançlarına, halkına ve devletine karşı kompleks içinde olduğunu savunarak “Bu beşerler kompleksten arınabilmek için her seferinde geldiği kökleri ve kodları reddediyor. Batı’ya karşı göğsünü gere gere, yalnızca kabul görmek için kendi toplumunu sahiplenmekten kaçınan sanatkarlar, el üstünde tutulmayı bekliyor. Bizim bunlarla sonuna kadar çabamız devam edecek.” dedi.
“SANATÇI BİRLEŞTİREN VE BÜTÜNLEŞTİREN OLMALI”
Sanatçı kimliğinin yanlışsız bir formda anlaşılması gerektiğine işaret eden Türk Halk Müziği sanatkarı Aydın Beyoğlu “Maalesef birtakım sanatkarlar muhakkak bir etaba gelene kadar olağan bir vatandaş üzere davranıyor. Lakin ne vakit ki güç ve şöhretin kapılarını aralanıyor işte o vakit gerçek yüzleri de ortaya çıkıyor. Her ne kadar tenkitlerde bulunsalar da fırsatların da onlara sunulduğunu görebiliyoruz. Biz hiçbir vakit insan ayrıştırmadık lakin bizi ayrıştırmaya çalışıyorlar. Sanatçı ahlakı hoş, birleştiren ve bütünleştiren kişi olmalı.” söylemlerinde bulundu.
“TÜRKİYE’DE YAŞAYAN BAYANLAR MELEK MOSSO’NUN VEKİLLİĞİNİ KABUL ETMİYOR”
AK Parti İstanbul Milletvekili ve sanatçı Yücel Arzen ise bayan hakları savunuculuğuna soyunan Melek Mosso’ya reaksiyon göstererek “Muhalif olmanın konforunu süren ve bu konforun meydana getirdiği bütün bir gevşemeyle duran ve ismine da sanatçı duruşu diyen bireylere maruz kalıyoruz. Muhalif sanatçıyım diyerek kendini o denli konumlandıran bireyler, muhalifliğin kendisine yapılması gerektiğini anlamalılar. Türkiye’de yaşayan bayanlar Melek Mosso’nun vekilliğini kabul etmiyorlar ve söyledikleri de gerçek değil. Bizim memleketimizde şimdi altını doldurabilen bir birikimle ‘ben’ olamamış bireyler bayanların vekili olmak ve dünyada Türkiye’yi temsil etmek üzere ataklarda bulunuyorlar. Bayanı temsil etmek istiyor lakin Hz. Havva’nın kim olduğunu dahi bilmiyor.” şeklinde konuştu.
“KENDİ KIYMETLERİMİZE SAHİP ÇIKMAZSAK HAKARETLERE DAHA ÇOK MARUZ KALIRIZ”
“Son vakitlerde maalesef ulusal ve manevi kıymetlerimizi amaç almış kimi kelamda sanatkarların hem ülkemize hem de bilhassa cumhur ittifakı seçmenine karşı yapmış oldukları hakarete varan pervasızca açıklamalarını görüyorum.” diyerek kelamlarına başlayan müzisyen Umut Mürare ise “İşin daha vahim olan tarafı ise bize ve kıymetlerimize hakaret eden, aşağılayan sadece tanınan oldukları için bu kelamda sanatkarlara kendi ruh ve niyet yapımıza yakın gördüğümüz bildiğimiz isim ve kurumların dayanak vermesi. Bu nitekim kabul edilebilir bir durum değil. Meğer ülkemizde ulusal ve manevi kıymetlerimizi önceleyen, devletinin ve milletinin her vakit yanında olan bir sürü kıymetli sanatçı var. Bu sanatkarlarımızın desteklenmesi için illa tanınan olması gerekmiyor! Siyasi manada gönül verdiklerimizin, dayanak verdiklerimizin bu ayrıntıyı es geçmemeleri lazım. Biz kendi kıymetlerimize, isimlerimize sahip çıkmaz ve desteklemezsek maalesef topluma sanatçı diye yutturulan isimlerin hakaretlerine aşağılamalarına daha çok maruz kalırız.” değerlendirmesinde bulundu.
“NANKÖRLÜK YAPANLAR BURADAN BESLENİYOR”
Ünlü sanatçı Kürşat Biçici ise mevzuya ait “Evet maalesef bu türlü bir durum kelam konusu zira bu şekil nankörlük yapan sanatkarlar buralardan besleniyorlar, kesim maalesef bu cenahın elinde olduğu için onlar konuştukça onlara daha çok iş imkanları doğuyor. Bu da onların karakterini gösteriyor yani parayla vatan ortasında bir tercih yapıyorlar ve maalesef parayı tercih ediyorlar, vatanı devleti ve milleti ile para ve şöhretleri ortasında tercih yapan bu beşerler öteki ülkelerde esamesi bile okunmayan kendini ezik bir biçimde utanarak milliyetini bile söyleyemeyen fakat bu millet sayesinde her şeyini elde etmiş korkak insanlardır. Biz bir Türk evladı olarak milletimizle vatanımızla devletimizle gurur duyuyoruz. Ez cümle dünyayı verseler dağdaki çobanımın elindeki değnek etmez, illa vatan illa vatan…” sözlerini sarf etti.
